8 Kasım 2012 Perşembe

NEMRUT DAĞI

       Ülkemizde Nemrut Dağı adıyla anılan iki ayrı dağ bulunmaktadır. Bunlardan Adıyaman iline bağlı Kâhta ilçesinin kuzeydoğu kesiminde yer alan Nemrut Dağı, Güneydoğu Torosların bir parçasıdır. Yüksekliği 2.150 metre olan Nemrut'un doruk kısmında tümüülüs denen bir mezar üzerine toprak yığılarak oluşturulan tümsek ile dev boyutlarda dinsel anıt kalıntıları vardır.

       Öbür Nemrut Dağı ise, Bitlis ilinin sınırları içerisindedir. Van Gölü'nün batısında yer alan ve bu göl ile Muş Ovasını birbirinden ayıran 2.828 metre yüksekliğindeki bu dağ sönmüş bir yanardağdır. Kraterinden halâ dumanlar tüten bu eski yanardağın son kez 15. yüzyıl ortalarında püskürdüğü bilinmektedir. Yüksek kesimlerindeki çukurlukta yer alan yarım ay biçimli ve suları tatlı olan Nemrut gölü, Türkiye'nin en büyük krater gölüdür. Bu özellikleriyle Bitlis ili sınırları içinde yer alan Nemrut Dağı coğrafya açısından, Öbür Nemrut Dağı ise tarihsel ve arkeolojik zenginlikleriyle önem taşımaktadır.

       Adıyaman ilindeki Nemrut Dağı'nın doruğunda İÖ. I. yüzyılda yaşayan Kommagene kralı I. Antiokhos'un mezarının bulunduğu sanılan tümülüs yer alır. Tümülüsün doğusundaki alanın kuzeyi ve güneyi, dış duvarların alt sırasında kullanılan ve ortostat denen üstü kabartmalı ve yazılı taş levhalarla çevrilidir. Doğusunda piramit biçiminde bir ateş sunağı bulunan bu alanın batısında, yüksekliği 8-10 metreyi bulan beş tanrının heykeli vardır. Helenistik dönemin en önemli devletlerinden biri olan Kommagene krallığı, büyük İskender'in görüşleri doğrultusunda eski Yunan ve Doğu kültürlerini kaynaştırmayı amaçladığından bu heykellerin her biri birkaç tanrıyı temsil eder. Tanrıları oturur durumda betimleyen bu dev heykellerin tümünün Persler'e özgü birer başlık taşıyan başları yere düşmüş durumdadır. Ortostatlardan bir bölümünde Antiokhos'un Pers kökenli babasının öteki bölümünde ise Makedonya kökenli annesinin atalarını gösteren kabartmalar görülür. Ortostatların arka yüzünde ise bu kabartmalardan betimlenen kişilerin adları yazılıdır.

       Tümülüsün batısındaki alanda görülen heykeller ile yapılar da doğudakilere benzer. Günümüze daha iyi bir durumda ulaşmış olan buradaki heykellerin de başları yere düşmüş durumdadır. Kral Antiokhos'un Makedonya'lı atalarının kabartmaları heykellerin karşısında, Pers atalarının kabartmalarıyla süslü ortostatlar ise bu alanın güney kesimindedir. Bu kabartmalar arasında en iyi durumda olanlar Antiokhos'u çeşitli tanrılarla el sıkışırken gösteren kabartmalardır. Nemrut Dağı'na tırmanmayı sağlayan yol, tümülüsün kuzeyindeki alanda doruk kesimine ulaşır. Dinsel anıtların yer aldığı doğu ve batıdaki alanların birleştiği bir tören alanı niteliğindeki bu bölüm, eski bir duvardan kalma büyük taşlarla kaplıdır. Kayalık bir alan üstünde yumruk büyüklüğündeki taşların yığılmasıyla oluşturulan tümülüsün yüksekliği yaklaşık 50 metredir. I. Antiokhos kayalık alanda oyularak yapılan bir mezar odasına gömüldükten sonra üstünün bu taşlarla örtüldüğü sanılmaktadır.

       Zengin kültürel değerlere sahip olan Nemrut Dağı'nın koruma altına alınması düşünülmüş ve 7 Aralık 1988 de 13.850 hektarlık alanda bir ulusal park kurulmuştur. Çok sayıda turist tarafından ziyaret edilen Nemrut Dağı Milli Parkına Kâhta'dan 43 kilometrelik bir yolla ulaşılır. Yakınında bir konaklama tesisi olan ulusal park, özellikle yabancı turistler için düzenlenen turların uğrak yerlerinden biridir.